24 Ekim 2019

Beslenmenin Ying Yang’i: Makrobiyotik

Beslenme biliminde benimsediğim modellerden biri de; Makrobiyotik Beslenme. Aslında bir beslenme modelinden daha da ötesi, bir yaşam felsefesi. Makrobiyotik kelimesi; geniş, büyük, uzun, iri anlamına gelen “Makro” ve yaşam anlamına gelen “Bios” kelimelerinden türetilmiş. Kısaca, “Uzun yaşam için beslenme” diyerek özetlenebilir.

Beni tanıyanlar hayatın her alanında dengede olmanın ne kadar önemli olduğunu düşündüğümü bilir. Beslenme hayatımızın yapı taşlarından birini oluşturduğu için denge çok önemlidir; hep derim, “Sağlıklı vücutlar, sağlıklı zihinler.” Makrobiyotik beslenmenin amacı, doğayla uyum içinde yaşayarak ve enerjiyi doğru kullanarak tam bir denge haline kavuşmak.

Budist felsefenin Yin-yang (denge) öğretisi üzerine kurulu makrobiyotik uygulayıcılar tarafından uyarlanan Çin felsefesine göre; yin, doğadaki pasif ve kadınsı kuvvetleri temsil eder ve çoğu sebzeyi içerir, yang ise aktif ve erkeksi güçleri temsil eder ve çoğu hayvansal gıda ve tahılların çoğunu içerir.

Bu beslenme modelini yaşam biçimi olarak nitelendirmemizin en büyük nedeni, besinler yoluyla hastalıkların iyileştirilebileceğini ortaya koyması ve yaşam kalitesini büyük ölçüde arttırıp bireyleri huzurlu ve mutlu bir hayata taşıması.

Peki, ne yemeli ve ne yememeli?

Makrobiyotik beslenme modeli, tam tahıl, bakliyat ve sebze ağırlıklı beslenmenin insan doğasına en uygun beslenme olduğunu benimser. Arpa, kara buğday, bulgur, mısır, yulaf, kinoa gibi tam tahılları temel besin olarak kullanır. Sebze ve baklagiller tamamlayıcı ve gerekli besinler olarak kullanılır. Az ya da doğal işlem görmüş gıdalar kullanılır. Bu beslenme türünde ne yediğinizden çok nasıl yediğiniz de önemlidir. Fazla yemek yemenin önüne geçmek için çok çiğnemenin önemini vurgular.

Hayatımıza girenler :

  • Tüm sebzeler
  • Zencefil, sarımsak, soya sosu, balık sosu, bal gibi tüm taze bitkiler ve ürünleri
  • Deniz ürünleri
  • Fasulyeler ve mercimek türleri
  • Kuruyemişler ve tohumlar, susam, badem
  • Antik, işlenmemiş tahıllar
  • Tahıllardan üretilen veya esmer pirinçten yapılan noodle
  • Fermente soya ürünleri
  • Rafine edilmemiş yağlar
  • Çay çeşitleri veya bitkisel çaylar

Hayatımızdan çıkanlar:

  • İşlenmiş ve paketli gıdalar
  • Süt ürünleri
  • Et
  • Yumurta
  • Rafine şeker ve tatlandırıcılar
  • Çikolata ve kakao ürünleri
  • Tropikal meyveler başta olmak üzere pek çok meyve
  • Kahve
  • Güçlü ve acı baharatlar
  • Koyu renkli pek çok sebze, başta patlıcan, domates, patates ve biberler.

 

Amerika’da Tennessee Üniversitesi’nde yayınlanan bir makaleye göre, makrobiyotik beslenme sindirim enzimi miktarını artıyor. Bedende çok çeşitli sağlıklı gıdalar birleşerek bağışıklık arttırıcı ve kanserle savaşan vitamin ve mineraller üretiliyor ve bu da iyileşmeyi ve sağlıklı bir şekilde vücut sisteminin çalışmasına neden oluyor. Daha önce de değindiğim gibi; zihin, vücut ve ruh ayrılmaz bir üçlü. Bize düşen; bu üçüne de iyi bakmak ve birbirlerini iyi etkilemelerini sağlamak.

Sofranızdan sağlık eksik olmasın,

Hare

Paylaş