Her gün değişen ve gelişen toplumumuzda, fiziksel ve mental olarak sağlıklı bir birey olarak kalabilmemiz için bazı temel prensiplere önem vermemiz gerekiyor. Bunlardan birkaçı; aile yaşantısı, iş hayatı, kariyer, evlilik ya da ilişkiler… Bu alanlarda oluşabilecek sorunları en aza indirebilmek için başvurduğumuz bir sürü yöntem var; spor, hobi, sosyalleşme, meditasyon, yoga, tatil, vb. Yaşam koçu kavramı da tam bu noktada hayatımıza giriyor ve danışanları yaşam alanlarında doğru adım atmaları için yönlendiriyor. Ben de kendi yaşamıma ve insanların yaşamına dokunma isteğim sonucunda bütünsel yaşam koçluğu sertifikası aldım. Bu kararım sonucunda, süreç hem beni çok geliştirdi hem de çevremdekileri. Kalbim ile aldığım bir karar daha yüzümü kara çıkarmadı.
Peki, yaşam koçu ne yapar?
Gelin biraz bundan bahsedelim:
1. Yaşamın tüm noktalarına temas etmektedir.
Risk, depresiflik ve belirsizliklerle karşılaşılan deneyimler sonucunda yaşam koçluğu diye bir meslek ortaya çıktı. Koçluk genel anlamda bireyin mevcut performansını artıran ve bireye bir amaç oluşturan, kişinin sahip olduğundan daha tatminkâr bir hayat yaşamasını kolaylaştıran, hedefe yönelten ve kazanımların artırılmasına fayda sağlayan bir uygulama olarak görülmekte.
Uluslararası Koçluk Birliği (ICF)’ye göre koçluk doğrudan bilişsel, duygusal, kişilik bozukluklarını tedavi eden bir terapi değil. Bireylerin hayatlarında önemli değişiklikler yapacak olan insanlar için güçlü bir ilişki olarak tanımlanıyor.
2. Yaşam koçluğu, kişinin arkadaşlarını, ailesini, sağlığını, ekonomik durumunu, iş hayatını, yaşadığı fiziksel ve sosyal çevreyi kapsayacak şekilde bireyi bir bütün içinde ele almaktadır.
Amerikalı psikolog Twenge, günümüzde rutinleşen melankolinin bireyleri teğet geçmesinin bir nedeni olarak istikrarlı yaşam tarzının önemini vurguluyor. Günümüzde de görüyoruz ki, risklerle ve belirsizliklerle karşılaşan birey her geçen gün daha stresli ve depresif bir kimliğe bürünüyor.
3. Toplumun geniş alanında hissedilen manevi ve duygusal dayanak eksikliğinin giderimi için riske karşı güven, sadakatsizliğe karşı sadakat, ümitsizliğe karşı umut, karamsarlığa karşı iyimserlik, mutsuzluğa karşı mutluluk vaadi içermektedir.
İngiliz sosyolog Anthony Giddens’in “Modernite ve Bireysel Kimlik – Geç Modern Çağda Benlik ve Toplum” adlı kitabında belirttiği üzere, geleneksel ortamların sağladığı psikolojik desteği ve güven duygusunu temin eden mekanizmalar ortadan kalkınca bireyler kendilerini daha yalnız ve kaybolmuş hissediyor.
4. Hedef odaklı belirli bir stratejiye dayanan yaşam koçluğunun temel misyonu, bireyleri mevcut konumlarından daha yukarı seviyeye çıkarmaktır.
Londra Ekonomi Okulu (LSE)’nda Sosyoloji Profesörü olan Amerikalı Richard Sennett “Karakter Aşınması – Yeni Kapitalizmde İşin Kişilik Üzerindeki Etkileri” kitabında endişeyi geleceğe yönelik bir kaygı olarak tanımlıyor ve bunun sürekli risklerle dolu bir ortamda hissedildiği, geçmiş deneyimlerin artık bugüne rehberlik edemediği süreçlerde yoğunlaştığını ifade ediyor. Bu yüzden, stresten uzak durmalı ve günlük hayat rutinimizin içine keyif aldığımız hobilerimizi koymamız gerekmektedir.
5. Yaşam koçları bireylerin hayatlarını kolaylaştırmaya dönük bir ilişki geliştirerek belirli kurallara dayalı yeni bir kimlik, yeni bir birey modeli yaratmaya çalışarak sorular aracılığıyla bireylerin kendi potansiyellerini açığa çıkaracakları ve geliştireceklerine inanmalarını amaçlamaktadır.
Hayatı anlamlandırma çabasına giren insanlar tarafından kişisel gelişim kitapları en fazla satın alınan kitaplar arasında yerlerini alıyor. Nasıl bir yardım alırsak alalım, birbirimize yardım etmenin gücünü asla unutmamalıyız.
Size iyi gelen şeyleri yapmanız, benliğini tanımanız her şeyden önemli. Bunların hepsi bir bütün ve birinde sorun çıkarsa zincirleme olarak devam eden bir süreç. Bu yüzden hangi birini yapacağım diye düşünmek yerine, bir yerden başlayın devamı gelecektir.
Kendinizle iyi geçindiğiniz günlerin çoğalması dileğiyle,
Hare